Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Son yıllarda çocuklarda sıkça görülen ve tanısı dikkat eksikliği ve hiperaktivite olarak konulan psikolojik hastalık, hamilelikte anne karnındaki gelişim sürecinde başlayan, yüzdesel çoğunluğu genetik olmakla birlikte çevresel faktörlerin de etkilerinin görüldüğü nörolojik alt yapısı olan mental bir bozukluktur.

Genetik geçiş anne, baba, aile yakınları veya akrabalardan birinin dikkat eksikliği ve hiperaktivite (DEHB) teşhisi alması veya belirtilerinin görülmesinden kaynaklı olabilir. Dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye neden olan çevresel faktörler ise annenin gebelikte yaşadığı stres, alkol veya yasaklı madde kullanımı, erken doğum veya bebeğin düşük ağırlıkta doğması, bebeğin büyüme sürecinde ağır metallere maruz kalması, geçirmiş olduğu hastalıklara bağlı gelişebilir.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite doğum sonrası bebeklik döneminde ilk belirtilerini gösterse de asıl teşhis çoğunlukla ilkokul çağında konulmaktadır.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedir? (DEHB)

Hiperaktivite (çocuklarda aşırı hareketlilik) kendini kontrol edememe ve olağan dışı hareketliliğin görüldüğü, alışılmadık derecede aktif olma halidir. Bu durum çocukta davranışsal problemlere neden olur.

Dikkat eksikliği ise çocuğun bir şey yaparken içinden gelen farklı bir şeyi yapma veya davranışı sergileme isteğiyle gelişen odaklanamama halidir.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu teşhisi alan çocuklar ev hayatlarının yanı sıra sosyal ortamlarda ve okul hayatlarında da tüm bu sebeplere bağlı olarak sorunlarla karşılaşabilirler.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun farklı tipleri ve belirtileri bulunmaktadır.

1- Dikkat eksikliğinin daha fazla olduğu vakarlarda yapılan işlerde dikkate odaklanmada problemler yaşanmaktadır. Buna benzer belirti gösteren çocuklarda aşırı hareketlilik görülmez.

Dikkat eksikliği belirtileri

  • verilen görevleri yerine getirmede zorluk yaşama
  • öğretmenin verdiği ödevleri yarım bırakma
  • sınıfta ders saatinde kalkıp yürüme
  • dürtüsel davranışlar sergileme
  • dikkatini verememe
  • dinlemiyormuş gibi görünme
  • verilen işi takip edememe
  • sakarlıkların yaşanması
  • oyuncaklarını veya eşyalarını kaybetme
  • oyunları yarım bırakma
  • unutkanlık
  • zihinsel etkinliklerden hoşlanmama
  • çabuk sıkılma gibi durumlar yaşanabilir. Aynı zamanda bu tanıyı alan çocuklarda öğrendiği bilgileri çabuk unutma, kendilerinden yapılması istenilen şeyleri birkaç defa tekrar ederek yaptırabilme gibi durumlar da görülebilir.

2- Hiperaktivite ve dürtüsel bozukluğun daha ağır bastığı vakalar hareketliliğin, hiperaktivitenin çok daha fazla görüldüğü, dikkat eksikliğinin ise az görüldüğü durumlardır. Bu tip çocuklarda görülen aşırı hareketlilik büyümeyle birlikte azalabilir. Hiperaktivite tanısı alan çocuklar akranlarına göre gözle görülür şekilde farklı ve hareketlidir.

Hiperaktivite belirtileri

  • Hiperaktif çocuklar oturduğu yerde uzun süre duramaz
  • ellerini ayaklarını sürekli hareket ettirmek ister
  • beklemeye tahammül edemez
  • sabırsızdır
  • acelecidir
  • sürekli koşup tırmanma eğilimlidir
  • iki kişi konuşurken dayanamayıp konuşmalarını kesmeye çalışır
  • çok konuşur.

Halk arasında yerinde duramayan, yaramaz, afacan gibi tabirler tam da bu çocukları ifade etmiş gibi görünse de aslında bu tür davranışların sergilendiği hiperaktivite durumu psikolojik bir hastalıktır.

3- Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğun birlikte görüldüğü birleşik tip denilen durumlar ise genellikle bebeğin ilk yürümeye başladığı dönemlerde kendini göstermeye başlasa da okul öncesi yuva sürecinde ve ilkokula başladığı zaman kendini daha fazla hissettirir. Genellikle Dikkat eksikliği ve hiperaktivite (DEHB) tanısı da bu süreçte konulur.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite (DEHB) teşhisi alan kişilerde bir çok şikayet birlikte görülür.

Bu bireyler davranışsal ve duygusal olarak kendileri kontrol etmede zorluk çeken ve dikkat problemleri yaşayan kişilerdir. Dikkat eksikliği ve hiperaktiviteden kaynaklı okul süreçlerinde öğrenmede güçlük, başarısızlık, kaygılarda artış ileriki yaşlarda iş hayatında verimsizlik, aile yaşantısında zorluk, alkol veya yasaklı maddelere bağımlılık gibi durumlar görülebilir.

Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Teşhisi Nasıl Konur?

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite tanısı alınmadan önce aile ve ailenin yakın çevresi çocuğun gündelik yaşamında gösterdiği farklılıkları ve davranışsal bozuklukları fark ediyor olabilirler.  Bunu bir problem olarak düşünmeyebilirler. Daha doğrusu problemin farkında olsalar da bir süre kabullenememe veya konduramama durumunu yaşarlar. Ancak çocuk ne zaman ki okul çağına gelir, ailede veya yakın çevrede tolere edilen bu davranışlar öğretmenleri tarafından fark edilerek geri bildirimlerle çocuğun ailesine aktarılmaya başlar.

Özellikle arkadaşlarıyla iletişimi sırasında yaşanan aksaklıklar, dikkat eksikliği ve hiperaktivite belirtileri nedeniyle yerinde duramama, öğretilen bilgileri tam olarak alamama, artan kaygılar öğretmen tarafından anlatıldığında sorunun boyutu daha net ortaya çıkmakta aile de bu nedenle artık profesyonel destek almaları gerektiğine ikna olarak muayene sürecini başlatmaktadır.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite (DEHB) tanısını çocuk psikiyatri hekimi koyar. Tanı sürecinde hekim çocuğu önce fiziksel muayene ile değerlendirir. Fiziksel muayenenin ardından belirli kan tahlilleri ister. Gerekli görürse görme bozukluğunun tespiti için göz muayenesi, duymada bir problem olup olmadığının anlaşılabilmesi için de işitme testi isteyebilir. Ayrıca çocuğun algısına yönelik dikkat testleri, zeka testleri yapılır. Çocuk hakkında aile, öğretmeni ve çocuğun kendisiyle mümkün olduğunca detaylı görüşmeler yapılır.

Tanı konulurken birçok çocukta normal olduğu düşünülen benzer davranışlardan ayrıştırıcı olan şey bu davranışların sıklığı, süresi ve çocuğun hayatını olumsuzluklar anlamda ne kadar etkilediğidir. Yine tanı için benzer davranışların 6 ay süreyle devam etmiş olması da önemli bir kriterdir. Tüm bu verilerin ve değerlendirmelerin sonucunda hekim tarafından Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite teşhisi konulur.

Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite tanısı konulduktan sonra ilaç tedavileri ile birlikte çocuğa uygun farklı terapilerle hastalık kontrol altına alınmaya çalışılır. 

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Tedavi Yöntemleri

 Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite bütüncül bir yaklaşımla tedavi edilmeli ve kontrol altına alınmalıdır. Bu nedenle aşağıda belirtilen tüm desteklerden faydalanılmalıdır.

  • İlaç tedavileri: Çocuk psikiyatri hekimi çocuğun ilaç kullanması gerektiğine karar verirse ilaca başlanmalı ve devam edilmelidir. İlaçlar hekime danışılmadan bırakılmamalıdır.
  • Psikolojik tedaviler: Psikolog tarafından öncelikle çocuktaki hiperaktivite ve dikkat eksikliğinin derecesi belirlenir. Attentioner dikkat eğitimi, bilişsel ve bedensel müdahale programı, beyin gelişimini destekleyici neurosound programları yapılabilir. Bu tedaviler sırasında ilaç kullanılmamalıdır.
  • Spor aktiviteleri: Çocuk düzenli olarak egzersiz, yüzme, jimnastik gibi sporlarla desteklenmeli bu sayede beynin dikkat ve koordinasyon merkezleri daha fazla uyarılmalıdır. İleriki yaşlarda konsantrasyon sağlaması açısından meditasyondan faydalanılabilir.
  • Zihinsel aktiviteler: Dikkat eksikliğinde görülen mental bozuklukların giderilmesine katkı sağlamak için zihin oyalayıcı puzzle, hafıza oyunları gibi aktivitelerden faydalanılmalıdır. Bir müzik aleti çalmayı öğrenmek veya İngilizce öğrenme destekleri de tedavide olumlu etki yaratacaktır.

Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Tanısı Konulmadan Aileler Nelere Dikkat Etmeli? (DEHB)

Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite bebeklikten itibaren bazı davranışlarla sinyallerini verir. Anne baba, bebeğe bakım veren aile büyükleri bebeğin gelişimi ve büyümesi sırasında çocuklarını iyi gözlemlemelidir. Farklı davranışlar veya dürtüsellik okul öncesi dönemlerde kendini gösterse de  çocuğun okula başlamasıyla birlikte disiplinin ön planda olduğu ve uyulması gereken kuralların bulunduğu sınıf gibi kalabalık ortamlar çocuğu daha çok zorlanmaya başlar. Bu ve buna benzer sorunları hem evde hem okulda yaşayan çocukların bireyleri bir çocuk psikiyatristi ile görüşmeli ve süreci o şekilde devam ettirmelidirler.